Dini Meseleler

Duha suresi de hz. Mehdi devrinin müjdelendiği, haber verildiği surelerden biri…

Hz. peygamberimizin, peygamberlik vazifesini yaparken çok çok zorlandığı, inkarcılar tarafından dışlandığı ve horlandığı, alaya alındığı bir zamanda bu sure indirildi. Hazret-i Allah, peygamberini teskin ve teselli etti. “Duha”yı müjdeledi…

Bu güne kadar alimler, ayette geçen “duha”nın kuşluk vakti olduğunu söylemişler. Duha suresinin ilk ayetleri de müteşabih ayetlerden. Yani teşbih bulunan, benzetme sanatı bulunan ayetlerden.

Hz. Allah, çok şiddetli inkar ve zulüm devrini karanlık geceye benzetti. O çok karanlık, zulüm ve göz yaşı ile dolu, vahşet ile dolu çağın aydınladığı ve karanlığın yerini gündüzün aldığı zamana da “duha” dedi. Ve kendisi katında da çok ama çok değerli olduğu için, üzerine yemin etti.

Buradaki benzetmenin temeli şu… Kuşluk vakti, güneş ışınlarının, düştüğü devasa alanı en iyi seviyede aydınlattığı vakittir.

Yani müjdelenen “duha” vakti geldiğinde, yeryüzünün tamamı güneşin ışıklarıyla yani İslam dininin güzellikleriyle, en parlak seviyede aydınlanacak. Dünyanın tamamında tek bir devlet olacak. O da İslam devleti olacak ve dünya üzerindeki inkar, zulüm, vahşet çağı sonlanmış olacak.

Çok sayıda hadis-i şeriften, o çağın hz. Mehdi çağı olduğunu anlıyoruz. Dolayısıyla Duha suresinde de peygamberimize “Biliyorsun ki senin soyundan gelen bir evladın, ümmetinin son zamanında, dünyanın her yerinde karanlığı/inkarı, zulmü/vahşeti yıkıp atacak, bütün dünyayı aydınlatacak. Sen şimdi mücadelen sırasında şu, şu hususlara dikkat et. Ben, o büyük gün, beklenen vakit geldiğinde inkarcılardan, zalimlerden topluca intikam alacağım. Hesap soracağım.” denilmiş oldu.

Bu nedenle Duha suresinin 4. ayetinde mealen “Senin için gelecek, geçmişten hayırlı olacak.” buyruldu. Ahir zamanda yaşanacak olan hz. Mehdi çağı, en çok da hz peygamberimizin sevineceği, sevaplarının ve derecelerinin artacağı bir çağ olacak. Zira peygamberimiz karanlığı aydınlatmasaydı, akıl almaz zorluklara ve eziyetlere/çilelere rağmen tebliğ vazifesini yapmasaydı, zaten Mehdi çağı da mümkün olmayacaktı.

O Mehdi çağı boyunca, çok ama çok yüksek sayıda insan mü’min olarak yaşayacak, mü’min olarak güzel ameller edecek, mü’min olarak ölecek. Bütün bunlardan hasıl olan akıl almayacak kadar çok/büyük sevapların kopyaları hz peygamberimizin de hz. Mehdi’nin de amel defterine yazılacak. Çünkü, her kim hayır üzere gidilen bir çığır/yol/akış açmışsa, o yoldan gidenlerin hepsinin bütün sevaplarının kopyaları alınır, o çığırı/yolu açanın-açanların amel defterlerine de yazılır.

Peygamberimiz “Ümmetim Nisan yağmuruna benzer. Evveli mi ahiri mi daha hayırlıdır, bilinmez” buyurdu. Bu hadis de konuyla alakalı… Çünkü hz Mehdi’nin ve karanlığı yıktığı devirde yanında olanların sevapları ve dereceleri çok ama çok yüksek olacak. Sahabenin bile yetişemediği dereceler, makamlar olacak. Hatta nebilerin çoğunun dahi ulaşamadığı dereceler, makamlar…

Çünkü dünya tarihi boyunca, dünyanın genelinin, bu kadar büyük, bu kadar kapsamlı ve derine işleyen ve bu kadar uzun süreli bir inkar ve zulüm devri yaşadığı olmadı. Aslında çoktan kıyamet kopmalıydı, hz. Mehdi bu karanlığı yıkmaya çalışıyor diye ve sonunda yıkacak diye, İslam güneşinin doğmasına vesile olarak diye, kıyamet dahi tehir olundu.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Leave A Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir