Bu defa, Rusya’nın Veliky Novgorod şehrindeki Luga termik santralinde yangın çıktı.
Şaşırdınız mı?
Şaşırmayın… Bunlar da bir şey değil, daha büyükleri de yaşanacak.
Patlar patlar… Orası da patlar.
Bu dünyada bebekler, çocuklar, kadınlar kaçırıldıkça, insan ve organ kaçakçılığı yapıldıkça, kaçırılanların bir kısmı fuhuş mafyalarına da satıldıkça, yerin üstü de altı da patlar. Her yer patlar.
Size anlatmıyorlar ama bu gün dünyanın dört bir yanında, onlarca büyük yük gemisinde sorunlar yaşandı, hala yaşanıyor.
Yine bu gün, dünyanın dört bir yanında, onlarca enerji santralinde sorunlar yaşandı ve hala yaşanıyor.
Rusya’da yanan o termik santral, bunlardan sadece biri… Zaporijya nükleer santrali de yoğun sinyale girdi ve şu anda çok yüksek patlama riski altında…
Rusya ve Ukrayna tarafları, her zaman olduğu gibi danışıklı dövüşlere devam ederek, yaşananları olduğundan farklı göstermeye çabalıyorlar.
Birbirlerini suçlayarak bilgi kirliliğine ve zihin bulanmasına sebep oluyorlar. Ruslar ya da Ukraynalılar, Zaporijya nükleer santraline bombalı saldırı yapamazlar. Bomba koymuşlarsa bile, şimdiye kırk kere o bombaları söküp götürürlerdi. Dünya ülkeleri de bu krize müdahil olurlardı. Hala Kırım köprüsünü kimin, nasıl patlattığını ve hala Kuzey akım boru hattını kimin, nasıl patlattığını açıklayamadılar. O kısımlarda Rusya ve Ukrayna tarafları danışıklı dövüştüler ve insanlığı oyaladılar, kandırdılar. Hala Rusya’da bitmek bilmeyen devasa yangınların sebeplerini bulamadılar, açıklayamadılar. Hala ordularındaki yüksek sayıda subay ve askerin nasıl öldüklerini de açıklayamadılar. Basına yansımış vakalar dahi var. Bedenlerinde hiç delik, kesik bulunmayan ve zehirlenmemiş oldukları anlaşılan bir grup asker ölü bulundu, basına yansıdığı halde üzeri kapatıldı. Bunlar gibi çok vakalar var.
Bu gün dünyanın muhtelif yerlerinde olduğu gibi Zaporijya santralinde de ciddi sorunlar var ve bunun gerçek sebebini dünyaya duyurmak istemiyorlar.
Zaporijya santrali daha önce de yoğun sinyale girmişti, sorunlar oluşmuştu ama sorunlar düzeltilebilmişti. Bu defa işleri çok ama çok zor…
Kimin, nasıl patlattığını hala açıklayamadıkları Kuzey Akım hattına dair, sıcağı sıcağına İstanbul’u işaret eden yorumlar yapan etkili ve yetkili kişiler olmuştu dünyada…
Putin o türlü yorumlara çok fazla tahammül edemedi ve bir gün çok sinirli çıkışlar yaptı. Açıp bakın, basına da yansıdı, her yerde var. “Putin ne demek istiyor, kime kızıyor, kimi kastediyor” diye diye okuyacağınız metinler, haberler onlar…
Her gün neler neler yaşanabiliyor, hepsine dair tek tek yayın yapamam ben burada… Buranın haricinde dünyadaki gelişmeleri de takip etmelisiniz.
Putin dün de konuştu kamyon dolusu… Uzun uzun konuşsa bile, muhatabını açıkça ilan edemiyor. Bir türlü net, cesur olamıyor. Rusya’yı hatta Rus kültürünü tamamen imha etmek isteyen (ve anlaşılan o ki son günlerde kendisini çok sinirlendiren) bir dış tehditten bahsetti. Yine tam olarak kimi, kimleri kastettiği hala net değil.
Rusyayı, Rusları, bütünüyle Rus kültürünü yok etmek isteyen bir dış düşman… Rusya ile hala danışıklı dövüşen ABD’nin, İngiltere’nin, AB’nin, NATO’nun böyle bir hedefi yok. Bu açıkça gözler önünde…
Gerçi İstanbul’un da bütün Rusları ve hatta Rus kültürünü yok etmek gibi bir hedefi yok ama o Putin kuruyor işte kafasında… Cesur olamayınca, ortaya karışık konuşunca, vaziyeti idare etmeye dönük açıklamalar yapınca, böyle saçma sapan ve kimseye tesir etmeyen bir şeye de dönüşüyor.
Neyse… Neresi yanıyorsa yansın, yıkılıyorsa yıkılsın. En başta İstanbul yansa bile umurumda değil, saniye tereddüt etmem. Bu dünya temizlenecek ve düzene girecek. Bu dünyada şeytanlık, satanistlik kökünden silinecek, yok edilecek.
Bu dünyada bir tane bile dünya insanı kaçırılmayacak. Oranları alınmayacak ya da fuhuş mafyalarına satılmayacak. Terör örgütleri kurulmayacak, terör örgütleri kullanılmayacak. LGBT sapıklığı kalmayacak. O kodu bozuk sözde mültecilerin biri dahi bu ülkede kalmayacak.
Altta kalanın canı çıksın…
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi
