Sadece, yine sözümü dinlemiyorsunuz ve ortalığı gereksiz yere geriyorsunuz. Yine gücün ne olduğunu görüp de kaçışan siz oluyorsunuz. Buradan bakınca, gölgesinden bile korkan sıçanlar misali görünüyorsunuz.
O Putin ne konuşacağını bilmeseydi, alayınızı ateşlere atacaktım. Bütün dünyayı karıştıracaktım, yakacaktım. Size sabah olmayacaktı. “Bitmeyen gece” diyecektiniz.
Böyle uslu uslu çekilsin geri, haddini bilsin ve daha fazla tahrik edip germesin beni…
Daha şimdiden “Putin, Kremlin’in iddia ettiği gibi Rusya’nın kaderini değiştirecek açıklamalar yapmadı.” diye haber başlıkları atıldı.
Lukaşenko ise önceden planlanmış ve hazırlanmış konuşmasını değiştirmek yerine, iptal etmeyi tercih etti. Zaten “İstanbul” denilmesi bile ona yetti.
Konuşuyor Putin… Yok Rus halkı ve devlet memurları/askerleri yanındaymış, yok destek verip birlik olmuşlar… Yok daha neler neler… Yalanda sınır da tanımıyorlar. Utanma duygularını kaybedeli elli yıl olmuş, kaşarlanmışlar.
Ben size “Türk milleti dahil bütün dünya insanlığını felaketlerden felaketlere, acılardan ölümlere, toplu yok oluşlara, açlıktan inlemeye sürükleyin. Daha fazla sömürün, daha fazla aşağılayın. İşlerinizi büyütün. Hiçbirine karışmayacağım.” dedim. “Benim damarıma damarıma basın” demedim.
Sınırları çok zorladınız ve bir daha bu kadar bile zorlayamayacaksınız. Ona göre kararınızı verin, yolunuzu çizin.
Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya
..